KAMÇATKA YARIMADASINDA VOLKANİK HAREKETLENME

Uzakdoğu Rusya'nın Kamçatka yarımadasında bulunan Tolbachik volkanının 30 yıl aradan sonra yeniden hareketlendi.

VERT-A-PACK: ARAÇ TAŞIMADA ALIŞILMADIK BIR YÖNTEM

1960'lı yılların başına kadar, Amerikan Otomotiv Endüstrisi, ürettiği otomobilleri demiryollarını kullanarak pazara ulaştırıyordu. O güne kadar her vagona, ikisi altta, ikisi üstte olmak üzere dört araba konuyordu.

SUYUN ALTINDA İNANILMAZ KEŞİF!

İsrail’deki Galilee Gölü’nde gizemli bir taş yapı bulundu. Arkeologlar, taş yapının ne zaman yapıldığını ve ne işe yaradığını araştırmaya başladı.

400 YILLIK İSPANYOL HAZİNESİ NİHAYET GÜNYÜZÜNE ÇIKARILDI

Altın ve gümüş sikkeler ve takılarla beraber yaklaşık 17 ton çeken hamulesi ile berber 400 yıldır deniz dibinde yatan bu kalyon, batıkları çıkarma konusunda uzmanlaşmış Odyssey Marine Exploration firması tarafından 8 yıllık bir hukuki mücadeleden sonra nihayet günışığına çıkarıldı

HOTEL DEL SALTO: TERK EDİLMİŞ BİR DAĞ OTELİ

1990 yılına kadar faaliyetini sürdüren bu ilginç otelin bugün terk edilmiş bir vaziyette bulunmasının sebebi konusunda ise muhtelif rivayetler var.

DÜNYANIN EN YÜKSEK DÖNME DOLABI

Caesars Entertainment Corp. tarafından Las Vegas'ta inşa edilen bu dönme dolap tam 165 m. yüksekliğinde ve Guiness rekorlar kitabına girmeye şimdiden aday.

GERÇEK ÜSTÜ GÖRSEL FİLM EFEKTLERİ NASIL YAPILIYOR?

Sinema endüstrisi, modern teknolojinin nimetlerini en verimli kullanan sektörlerden birisi. Ses ve görüntü sistemlerinde sağlanan ileri teknolojik imkânlar, bugün olağanüstü sahneler yaratmakta ustaca kullanılıyor.

FÜTURİSTİK BİR TASARIM: KAPSÜL TEKNE

Gövdesi tamamen fiberglas malzemeden üretilmiş bulunan 7.5 m. uzunluğundaki yumurta formlu bu tekne, Hamilton su jeti ve 325 beygir gücünde dizel bir Yanmar motorla donatılmış ve 25 knot hıza ulaşabiliyor.

AFRİKA'NIN KANLI AĞACI: PTEROCARPUS ANGOLENSIS

Pterocarpus angolensis ya da Afrika yerel dilindeki adıyla Kiaat ağacı, kesildiğinde veya gövdesi yara aldığında kan rengi bir reçine salgılaması dolayısı ile kanlı ağaç adı ile de anılmakta.

DÜNYANIN EN BÜYÜK DİNOZOR FOSİLİ

Bölgede yaşayan bir çiftçi tarafından tesadüfen bulunan bu fosiller için bölgedeki Egidio Feruglio müzesinde görevli bulunan Palaeontolojist Jose Luis Carballido şöyle diyor: "Bunlar gerçek bir paleantolojik hazine ve sık rastlanan türlerden değil."

Friday, March 30, 2012

ORTAÇAĞDAN KALMA BİR KÖY: NAJAC

Najac, Fransa'nın ortaçağ döneminden bugüne kadar gelebilmiş, en güzel 140 köyünden biri. Najac köyü, jambonları ile ünlü ve ekonomisi tarım ve turizme dayanıyor. Yaklaşık 2.000 nüfuslu köyün nüfusu, yaz aylarında, İngiliz, Hollandalı, Kanadalı ve Kuzey Fransa'dan gelen yazlıkçılar sebebiyle bir hayli artmakta.

Tarihi binaları ve ortaçağ özelliklerini taşıyan karakteristik evleri ile tipik bir ortaçağ köyü olan Najac, kral VIII. Louis'nın oğlu II. Alfonso (Poitiers Kontu) tarafından 1253 yılında yaptırılan ve bugünkü kısmen harap vaziyette olan şatosu ile de ün yapmış bir köy. Yolu Fransa'nın güneyine düşenler, bir fırsat yaratıp bu köyü mutlaka ziyaret etmeliler.

DEV BİR KAYA KÜTLESİ: GUATAPE

Guatape kasabası yakınlarında bulunana ve tam adı "Guatape la Piedra" olan Guatepe Kayalığı, Kolombiya devletinin Antioquia bölgesinde yer alan ve yaklaşık 70 milyon yaşında olduğu tahmin edilen monolitik, yani yekpare bir kaya kütlesidir. Üçte ikisi yer altında bulunan bu kaya kütlesinin yer üstünde kalan bölümünün yerden yüksekliği ise 200 m.dir.

644 basamaklı bir merdivenle çıkılan bu kayalığın üst düzlüğünde Benedikt rahiplerince inşa edilmiş iki manastırın yanı sıra, ziyaretçilere hizmet veren bir de restoran bulunmaktadır. Kayalığın bu tepe noktasından seyredilebilen ve kayalığın hemen yanı başında bulunan hidro elektrik santraline ait gölün enfes manzarası ise, tırmanmak için sarf edilen yorgunluğu unutturacak güzellikte...

Sunday, March 25, 2012

NYIRAGONGO YANARDAĞININ LAV GÖLÜ

Nyiragongo dağı, Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nin Virunga Milli Parkı içinde yer alan aktif bir yanardağ. 1882 yılından bu yana kesintisiz olarak faaliyetini sürdüren Nyiragongo volkanı, yaklaşık 600 m.lik derinliğe sahip bir çukur içinde yer alan bir lav gölüne sahip. Deniz seviyesinden 3470 m. daha yüksek olan bu dağ, saatte 4o km.lik bir hızla volkanik püskürtmeler yapıyor. Yaklaşık 8 milyon metreküplük lav hacmine sahip olan bu lav gölü, bu hacmi ile kendi alanında dünyanın en büyüğü.

Saturday, March 24, 2012

İSLAMİ MİMARİDE AY FORMU

Koreli mimarlık firması Heerim Architects, kabul edilen mimari standartların dışına çıkarak, Azerbaycan'ın başkenti Bakü'nün Hazar denizine bakan körfezinin iki yakasında karşılıklı olarak yapılacak olan iki gökdelen için "ay"ın muhtelif formlarından esinlenilmiş tasarımlar üzerinde çalışıyor.

Tuesday, March 20, 2012

İZLANDA'NIN MAVİ BUZDAĞLARI

İzlanda'nın dev buzul örtüsü Vatnajokull altında doğanın eski güçleri yine iş başında. Bu çarpıcı görüntüler, adanın güney-batısında yer alan İzlanda'nın en büyük buzulu olan Vatnajokull buzuluna ait. Son dönemde adada artan volkanik faaliyetler nedeni ile erimeye başlayan bu buzul, Atlantik kıyısına doğru gerilemeye ve lagün oluşturmaya başladı. İzlanda'nın doğa harikalarından biri olan bu lagünün boyutu 1970'den bu yana dört kat armış durumda.

22.000 M.DEN ATLAMAK....

FELIX Baumgartner(42) serbest düşme yeni dünya rekoru için yaptığı son çalışmada Stratos projesi kapsamında üretilen uzay kapsülüne uzay kıyafetleri giyerek bindi. 30 metre boyundaki dev Helyum balonu ile New Mexico'dan havalanıp, yerden 22km yüksekliğe ulaştıktan sonra mekikten dışarı çıktı ve kendini uzay boşluğuna bıraktı.

3 dakika 43 saniye boyunca düştüğünde düşme hızı saatte 586km'yi geçmiş yere mesafesi 1500 metre kalmıştı ki paraşütünü açtı, ve sağsalim yeryüzüne ulaştı. Atlamasından itibaren yere ulaşması toplam 8 dakikadan fazla sürdü.

Saturday, March 17, 2012

UÇAN MÜREKKEP BALIKLARI

Kuzey Pasifik'teki Bonin Islands'da çekilen görüntülerde, çok nadir olarak rastlanan uçan mürekkep balıkları kameralara takıldı. Yem olmaktan kurtulmak için deniz yüzeyinden 20 metre yüksekliğe kadar çıkabilen mürekkep balıkları, havadayken de yüzgeçleri sayesinde dengede kalıp hızlarını ayarlayabiliyorlar. Uçan mürekkep balıklarını görüntülemeyi başaran İngiliz fotoğrafçı Graham Ekins, "İlk başta uçan balıklar zannettim. Ama sonrasında mürekkep balıkları olduğunu görünce gözlerime inanamadım" dedi.

Mürekkep balıkları, her ne kadar “balık” ismini taşısalar da, omurgasız canlılardır ve vücutlarında kemik bulunmaz. Fakat çok ilginç bir sistem sayesinde oldukça üstün bir hareket yeteneğine sahiptirler. Yumuşak dokulardan oluşan vücutları kalınca bir deri tabakası ile kaplanmıştır. Bu deri tabakasının altında bulunan kaslar aracılığıyla bünyelerine su toplar ve daha sonra bu suyu kuvvetlice geri püskürterek yüzerler.

Bilimsel adı Todarodes paciticus olan Japon mürekkep balıkları 2000 km.lik göçleri sırasında saatte ortalama 2 km. hızla hareket ederler. Kısa mesafeler içinse hızlarını saatte 11 km.ye kadar çıkartabilirler. Bazı cinslerin ise hızlarının saatte 30 km.yi geçtiği bilinmektedir.(*)

(*) http://www.denizlerdekimucize.com/12.htm





Thursday, March 15, 2012

TARİHİ BİR KASABA: ALTA GRACIA

1542 yılında İspanyol sömürgeciler tarafından oluşturulan Peru Genel Valiliği, Peru'dan elde ettiği altın ve gümüş gibi değerli madenleri Avrupa'ya taşımak için onları kısa yoldan Atlantik Okyanusu kıyılarına ulaştırabilmenin yollarını arıyordu.

1573 yılında, bu amaçla tercih ettikleri Peru ve Rio De La Plata rotası üzerinde orta bir nokta olarak gördükleri, bugün Arjantin toprakları üzerinde bulunan Cordoba şehrini kurdular. Bundan 15 yıl sonra, İspanyol Cizvit papazlarından bir gurup, bu yeni kurulan Cordoba şehrinin yakınlarında, kiliseleri adına gelir sağlamak amacı ile "Alta Gracia" adı ile bu bakir topraklarda büyük bir çiftlik kurdular. Bu çiftlik zaman içinde bir şehre dönüştü. Bugün Cizvit papazlarının burada ilk kurdukları ve içinde tekstil üretimi ve demir işçiliği için atölyelerinin ve bir de kilisenin bulunduğu bu çiftlik binası kompleksi, turistlerin uğrak yeri olmuş durumdadır.

Tuesday, March 13, 2012

DÜNYAYI O KURTARACAK

Bilim insanlarının yaptığı yeni bir araştırma, Dünya’nın asteroitlerden kurtulabileceğini ortaya koydu

ABD’nin en önemli araştırma tesislerinden Los Alamos Ulusal Laboratuarı’ndaki bilim insanları, gerçekleştirdikleri bilgisayar simülasyonlarında, asteroitlere karşı nüklee füzeleri kullandı. Simülasyonda, uzunluğu 500 metre olan asteroite, 1 megaton gücünde nükleer füze gönderildi. 1 megaton, Japonya’nın Nagazaki kentine atılan atom bombasının 50 katına denk geliyor.

Sunday, March 11, 2012

BUZUL ÇAĞI HATIRALARI...

Milyonlarca yıl önce dünyamızın geçirdiği "buzul çağı" döneminden geriye kalan izlerle birlikte yaşıyor ama çoğu zaman bunun farkında bile olamıyoruz. Binlerce yıl içinde üst üste birikerek kalın bir örtü meydana getiren kar yağışları, kendi ağırlıkları altında kalan karları yeniden kristalleştirerek buzul oluşumlarına yol açmaktadır.

Kendi ağırlıkları altında ezilmeye başlayan  ve böylece harekete geçen buzul kütleleri, günde bir kaç cm. ile bir kaç metre hıza ulaşabilmekte ve böylece geçtiği koyak ve vadilerden sürükleyip getirdiği kayaları eridiği yere kadar getirip bırakmaktadır.

Binlerce yıl devam etmiş olan bu sürükleniş, buzulların gerek geçtikleri yerlerde ve gerekse de buralardan koparıp getirdikleri kaya parçalarını aşındırmış ve onlar üzerinde ilginç izler bırakmıştır. Dünyanın bir çok yerinde rastlanan bu jeolojik oluşumların, bugün Amerika kıtasında bıraktığı kimi izlerin peşinden gideceğiz.

Saturday, March 10, 2012

ESKİ BİR SU GEÇİDİ: KORİNT

Ege denizinden Adriyatik denizine kısa yoldan geçit vermeye müsait bir konumda olan Korint kıstağının en ince yerine 1881'de bu amaçla ilk kazma vurulmuş ve kanalın inşaatı 12 yıl sonra, 1893'de tamamlanmıştı. Etrafı kayalıklarla çevrili ve denizciler için tehlikeli bir bölge olan Mora yarımadasının çevresini dolaşmak mecburiyetinde kalınmadan doğrudan Adriyatik ve Ege denizlerini birbirine bağlayan ve Yunanistan sınırları içinde yer alan bu su yolu, aynı zamanda yoldan 400 Km.lik, ya da diğer bir hesap ile yaklaşık 10-11 saatlik bir tasarruf sağlamışsa da, bugünün teknolojisi ile donanmış gemiler için bu fark artık çok fazla bir önem arzetmemektedir.

Friday, March 9, 2012

HİNDİSTAN'DA YOKSUL OLMAK

Üzerine çökmüş bir sis tabakası ile yeni bir güne başlayan Yeni Delhi'de şafak sökerken, soğuk bir güne daha uyanan şehrin sessiz otoparklarından birinde kesik öksürükler bu sessizliği zaman zaman bozmakta.

Hindistan'ın başkent sınırları içinde bulunan pamuk tüccarlarının bulunduğu çarşıya çok yakın bir otoparkta, birbirlerine sarılarak uyuma çalışan düzinelerce insan.

Saturday, March 3, 2012

YAKUTİSTAN'DA ELMAS MADENCİLİĞİ

13 Haziran 1955'de Doğu Sibirya'da yer alan Mirny yakınlarında bulunan elmas madeni, zaman içinde dev bir açık maden ocağına dönüştü.

Bugün bu dev çukur, 30 Nisan 2004 yılında üretimine son verilen Yakut elmas madenciliğinin bir anısı olarak varlığını sürdürmeye devam ediyor.

BERİNG DENİZİNDE YENGEÇ AVI

Deniz balıkçılığı, insanlar için gerçekten önemli bir gelir kaynağı. Fakat, denizlerde sadece balık yok, kimi zaman kimi deniz canlıları bir çok balık cinsinden çok daha değerli olabiliyor. Yılın belli dönemlerinde avlanan Alaska Yengeçleri de buna bir örnek olarak gösterilebilir. Alaska'nın mavi ve kırmızı kral, dikenli altın ve kar yengeçleri, yüksek fiyatla alıcı bulan bu deniz mahsüllerinden.

Friday, March 2, 2012

AFRİKA LALE AĞACI

Bilimsel adı, Spathodea campanulata olan ve Afrika Lale Ağacı, Çeşme Ağacı ve Orman Alevi gibi değişik adlarla da anılan bu ilginç ağaç türü, süs ağaçları içinde farklı bir yere sahip.

7 ilâ 25 m. yüksekliğe ulaşabilen bu ağaçların en ilginç özelliklerinden biri, kırmızımsı, turuncu ya da kızıl renkli çan şeklinde çiçeklere sahip olması.

Bu çiçeklerin ampul şeklinde olan tomurcuklarının çan şeklinde açılarak içlerinde havadaki çiğ ve nem yolu ile su toplamaları, çocuklar için su fışkırtılarak bir eğlenilecek bir oyuncak olduğu kadar, kuşlar için de su ihtiyaçlarını karşılayacak alternatif bir su kaynağı olma özelliği taşıyor. Park ve bahçeler için güzel bir süs ağacı olan lale ağacının güzel görüntüleri ise burada.

TARİHİ DEĞİŞTİRECEK KEŞİF!

Bilimadamları, yapılan son arkeolojik incelemerinde tarihi değiştirecek bir keşfe imza attılar


Bilimadamları, Amerika'nın doğu kıyısındaki altı noktada onlarca taş el aleti bulduklarını açıkladılar. Aletler üzerinde yapılan incelemelerde bu aletlerin 19 ile 26 bin yıl yaşında ve Avrupa-tipi oldukları keşfedildi.


The Independent gazetesinin haberine göre, bu bilgiler ışığında, Avrupalı avcıların Amerika yerilerinden 10 bin, Kristof Kolomb'dan ise tam 20 bin yıl önce Amerika kıtasını keşfedip, burada yaşadıkları ortaya çıkarıldı.